20 Ekim 2012 Cumartesi

YAĞMUR YAĞACAK, SELLER AKACAK, ARAP KIZI CAMDAN BAKACAK...

Yağmur da yağdı, ne güzel oldu... Toprak kokusunu hissetmesekte, betonarme dünyamızda en azından o güzel damlaları seyrettik... bu seyir elbette dükkanımızda oldu, hani bazen "hayat aslında güzelmiş bee" diye iç seslerimiz dökülür ya ağzımızdan tam manada öyle oldu, tentemizi ıslanmamak için genişlettik, sigaramızı yaktık hayatın arada bize güzellikler sunduğunu düşünerek türlü hayallere daldık...

tekerrür, tekerrür, tekerrür...

Çiya tarafından gelen turistik aplalar, midyeciler, çingeneler, şemsiye satmaya çalışan gür sesli kürtler, fenerliler, aynı bileklikten soran sevgililer, Hadoda çalgıcılar, asgari ücretli garsonlar, tavşan sevdiren sör, abi bu bileklikler kaç paracılar, benim uğur kadınım şizofrenik apla, dükkanın önünü kapatmakta ısrarcılar, zabıtalar, zabıtadan sürekli kaçanlar, devirmeye çalışıp kendini deviren devrimciler, nazarlık bulundurmamızı sağlayan kem gözlüler, motorunu dar sokaklarda hızla sürenler, fişek, diğerleri...

ne kadar da romatiksin keramettin apla...

o la la...

Hiç yorum yok: