23 Ekim 2012 Salı
Tavşan krizinde son tangolar...
e tabi esnaf olunca mecburen tükkanın önüne dair bir egemenlik alanı oluşturmaya çalışıyorsun, "kardeşim tezgahın önünü kapamayalım, hanımefendi biraz ileride durabilir miyiz vitrin görünmüyor" gibi çeşitli cümleler ağzımızdan çıkmıyor değil çıkıyor, malumunuz midyecimiz İrfan var bir ona izin veriyoruz onu da pek sevdiğimizden, bizim tükkanın 6 aylık bir boş olma durumundan dolayı herkes buranın hala boş olduğunu zannediyor sanırım,ilk başlarda Hado Barın romanesk müzisyenleri ara verdiklerinde soluğu bizim vitrinin önünde alıyorlardı, üç yahut dört kişi tamamen bloke ediyorlardı vitrinimizi, selo ( junior boss ) ile ben esnaf ağzı ile " beyler biraz ileride içelim sigaralarımızı" deyiverip içeri geçiyorduk ki işe yarıyordu, bir ara çiçekçi bir kız dadandı, hatta birgün basamağa oturup battal boyunda bir patates cipsini hüpletti, o arada benim de sinir kaslarım yaylı çalgılar havasındaydı ama pek ses etmedim, en ilginci de tavşancılar... iki tane araba ile gelip dükkanın tam önünde insanların içeri girmesini hayli engelliyorlardı, yahu bir yandan sevimli hayvanlar bir yandan da garibanlar ne yapsın felan havalarındayız, bir yandan da kimse dükkana yaklaşamıyor, hem ne diyeceksin adama " çek kardeşim tavşanlarını tezgahın önünden " mi diyeceksin, ya da "başlayacağım haa tavşanınaa " felan... komik mevzuular vesselam, başka yerde olduğunu düşünsenize amerikada felan, " canım şu tavşanları uzaklaştıralım, müşteriler rahatsız oluyor " yahut " tavşancı bey lütfen ama pleasee " lan ne garip ülkedeyiz...
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder