31 Ekim 2012 Çarşamba

Hayganuşun saksıları...


Hayganuş teyze ev sahibimiz Orhan amcanın eşi, eski terzi, biraz lafazan, anı sever bir zat ı muhterem. Çok şey görmüş geçirmiş, hem etnik kimliğinden dolayı hem yaşından hem de kişisel gelişiminden v.s Arasıra beni çevirip lafa tutuyor, ben pek severim yaşlılarla muhabbeti, içim eriyor sanırım , gerçi ben çocuklarla da severim, süper adamım lan ben ...Yaşını soranlara 83 diyor bilmiyorum yalan mıdır, gerçi gösteriyor :) Hayganuş teyze evinin balkonun da hayli çiçek besliyor, hatta bu çiçekleri suladığında bizim ön tezgahı da beraber suladığı için  bir iki kez uyarmak zorunda kaldım Hayganuş teyzeyi, bir süre dikkat etti sonra unuttu. Hayli bileklik müşterisi kaçırdım, hatta bir kadının bana ve terasa doğru bakışından korktum iyi anımsıyorum. Dün fırtınalı bir gündü ve o çiçeklerin sularının aşağıya düşeceğini tahmin ederdim ama komple saksıların aşağıya düşeceğini edemezdim. Fırtına çıkınca saksılardan biri tam dükkanın önüne düşmüş, Allahtan kimse yokmuş da hep beraber ucuz kurtulduk. Akşam görünce teyzeyi " yaa Hayganuş teyze şu çiçeklerine mukayyet ol , maazallah sabah birileri ölebilirdi" dedim, " evladım ben onları gidip telle tutturayım " diyerek yanıt verdi, halbuki tel mel hakgetire... Neyse ölümümüz bir saksıdan olursa gülmeyiniz, sebebini biliyorsunuz...

Hiç yorum yok: