Geçen cuma günüydü sanırım. Sabah saatleri dükkanın kepenklerini henüz açmıştım içeri kızıyla birlikte bir Suriyeli girdi. Otuz otuz beş yaşlarında anca vardır. Cuma günü vesilesiyle ağzı dualıydı. Para isteyince " kardeş daha yeni açtık siftah yapmadık" dedim klasik esnaf ağzıyla. Dik dik bir bakışla " abe sende kuran hakku için kördüğüm var müsaade et o kördüğümü çözeyim" dedi. Ben yarı merak yarı da geri çevirememe haliyle sordum " nasıl çözeceksin çöz bakalım" İlkin kuzenim Caner'i dükkanın dışına gönderdi kızıyla birlikte. Yanıma yaklaşarak ve de bol bol dua ederek " abi sende kördüğüm vardır şu dışarıdaki garibana bir bakarsın değil mi kördüğümü çözersem" dedi. " Hele bir çöz bakalım" dedim. Cebinden uzunca bir ip çıkardı. İkiye bölüp, üç kördüğüm atmamı istedi. Yaptım istediklerini. Sonra avucuma koymamı istedi. Yine bol dualıydı. Dışarıdaki kızını da anımsatarak " abi kıza kördüğüm çözülürse 10 tavuk parası verirsin" dedi. Sonra avucumu açmamı istedi gerçekten hiç temas etmemesine rağmen ip ilk haline dönmüştü. Gözlerinde bir ışıltıyla " elini kalbine koy abi Allaha dua et ve dışarıdaki garibana 50 lira ver" dedi. Yahu kim kaybetmiş de ben vereyim 50 yi derken pazarlıklarla 15 e kadar indik. Farkedemediğim klasik bir illüzyon numarasıydı hayatını idame ettirebilmek için insanoğlunun ne hallere düştüğüne de düşünerek yol verdik arkadaşa...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder