3 Ağustos 2015 Pazartesi

Kördüğüm





Geçen cuma günüydü sanırım. Sabah saatleri dükkanın kepenklerini henüz açmıştım içeri kızıyla birlikte bir Suriyeli girdi. Otuz otuz beş yaşlarında anca vardır. Cuma günü vesilesiyle ağzı dualıydı. Para isteyince " kardeş daha yeni açtık siftah yapmadık" dedim klasik esnaf ağzıyla. Dik dik bir bakışla " abe sende kuran hakku için kördüğüm var müsaade et o kördüğümü çözeyim" dedi. Ben yarı merak yarı da geri çevirememe haliyle sordum " nasıl çözeceksin çöz bakalım" İlkin kuzenim Caner'i dükkanın dışına gönderdi kızıyla birlikte. Yanıma yaklaşarak ve de bol bol dua ederek " abi sende kördüğüm vardır şu dışarıdaki garibana bir bakarsın değil mi kördüğümü çözersem" dedi. " Hele bir çöz bakalım" dedim. Cebinden uzunca bir ip çıkardı. İkiye bölüp, üç kördüğüm atmamı istedi. Yaptım istediklerini. Sonra avucuma koymamı istedi. Yine bol dualıydı. Dışarıdaki kızını da anımsatarak " abi kıza kördüğüm çözülürse 10 tavuk parası verirsin" dedi. Sonra avucumu açmamı istedi gerçekten hiç temas etmemesine rağmen ip ilk haline dönmüştü. Gözlerinde bir ışıltıyla " elini kalbine koy abi Allaha dua et ve dışarıdaki garibana 50 lira ver" dedi. Yahu kim kaybetmiş de ben vereyim 50 yi derken pazarlıklarla 15 e kadar indik. Farkedemediğim klasik bir illüzyon numarasıydı hayatını idame ettirebilmek için insanoğlunun ne hallere düştüğüne de düşünerek yol verdik arkadaşa...

Hiç yorum yok: