14 Mart 2013 Perşembe

Mazlum'u Getirin Bana

80'li yıllar videoların hayli revaçta olduğu yıllardı. Çoğumuzun evinde bulunurdu bu ilginç aletten. Ya  Betamax olurdu videolar ya da Vhs. Evinde Betamax olupta iyi bir film izlediğini söyleyen bir arkadaş olunca üzülürdük, çünkü biz Vhs'ciydik, alamazdık o filmleri izlemek için çünkü bizim videonun kaset kasasına küçük gelirdi. Babam tüm Alamancı haliyle "Faavess" derdi bu kasetlere. Taa oralardan kasetler gelirdi, biz ağzımız açık izlerdik o filmleri. Hint filmleri, Cüneyt Arkın filmleri, Kemal Sunal filmleri... Ne varsa onu izlerdik ki filmler hem pahalıydı hem temin etmek zordu. Evde bulunan her filmi en az elli kez izlemişizdir. Bir ara babam Almanya'dan film göndermişti de annem gümrüğe gitmek zorunda kalmıştı. Aralarında Yılmaz Güney'in filmleri olunca malum memurlarımız tüm filmlere el koymak istemişti de annem onları allem edip kallem edip devlete kaptırmayıp ALmanya'ya geri göndermişti. Bu hikayeden dolayı annemle gurur duyarım o ayrı konu. Sürekli izlediğimizden bahsettiğim filmler arasında favorilerimiz Meraklı Köfteci ile Kapıcılar Kralı'ydı. Dün internette dolanırken Dinçer Çekmez'in vefat haberini okudum. Bu hikayeler gözümün önünden aktı gitti. Meraklı Köfteci'deki laz karakter çok eğlenceliydi, Kemal Sunal'dan yaptığı gaflar dolayısıyla sürekli tokat yiyen birisi. Mazlummm, Mazlum'u getirin banaa repliği, Kanlı Nigar'ın belalısı Eşref ... Kasetler ortadan kalkınca televizyondan izlediğimiz ezberlediğimiz karakterler, replikler... Nur içinde yatsın... Her ölüm erken ölümdür.

Hiç yorum yok: