9 Aralık 2012 Pazar

Keramettin ve Selahattin Kardeşler Gümüşçüsü...

E orijinal isimlerimiz böyle ne yapalım, ben "Kerem'le , kardeşim de "Selo" ile yırtıvermiş, bilen bilir bizim hikayeyi, annem beni doğurmadan önce dayım hastaneye telefon açıp anneme "kardeşim bir oğlun olacak dün akşam rüyamda gördüm, ismini de Keramettin koyacaksın"demiş, e büyük ağabey öyle karşı gelmeler felan nerdeee, annem ile babam el pençe divan durup rıza göstermişler, Selo'nun hikayesi de aynı yine telefon, yine el pençe divan, yıllarca peşimizi bırakmayan bir gölgeye sahip olduk böylelikle... Aşağıdaki fotoğraflar bu gölgenin psikiyatrik olarak bize yansımalarını içerir.Bilgilerinize...

Dükkanımızda iş olmayınca bugün havayı aldık pozları, Selonun pozunu anlayamadım, sanırım dişinin arasına birşey kaçtı...

Bu saat günün her saatinde niye hep 12 den vuruyor u anlamaya çalışma semptomları, Didemciğim saati sanırım bir tamire götüreceğiz...


Boş duranı Allah sevmez koşalım duralım sağa sola savrulalım...


Bu gözleri anahtar deliği mi zannettin, neler gördü neler bakışı ile, bildiğin bu binayı da amma kısa sürede bitirdi adamlar haa, acaba kaç kilo demir, kaç çimento gitmiştir hesaplama bakışı...


İşler böyle devam ederse çıldırır mıyız bakışı ile, temizlikçi kadın camdan düştü ya laa bakışı...


Magazincilere yakalandık madara olduk bakışı ile, Aynştaynın izafiyet teorisini çözünce düştüğü durum...


Az önce tükkana giren velinimeti gördün mü Selo bakışı ile, yok laa ben karşı dairede ki arkadaşı rontluyordum bakışı...

Hiç yorum yok: