27 Ağustos 2018 Pazartesi

Hayat belki shisha pub ile şelale restoran arası gidip gelen bir nehirdir de biz bilmiyoruzdur...

Malumunuz sokağımız civcivli ,hareketli. Tatil günlerinde özellikle sokağımızdaki  tipler hayli renkli oluyor. Aval aval sokağı izlemek bu anlamda bana hayli keyif veriyor, ne yalan söyleyeyim. Sokağımızın renkli görüntüsüne iki güzide mekanımız, komşumuz shisha ve şelale restoranlar renk katmıyor değil,katıyor... Renkli yanlari çalışanlarından, çalışma prensiplerinden, mekan tasarımlarından, çaldıkları müziklerden, gelen müsterilerinden v.s uzun bir listeden oluşuyor. Her iki restoranın çalışanları ağırlıklı olarak Kürt kokenli ve genelde de Bingöl'lüler... Bir kısmı yılın bir kısımında  çalışıp bir kısmında da ailelerine yardım maksadıyla köylerine gidiyorlar. Her iki restoran sıkı bir rekabet halindeler... Dolayısıyla her iki restoranın garsonları müşterileri kendi saflarına katmak için hayli çaba sarf edip yaratılıcıklarını kullanıyorlar... Bildiğin hanutçu tipli arkadaşlar bunlar... Doğan, Hatip, Ahmet, Güven ilk aklıma gelenler... Hepsinin ayrı tarzları var. Gavur ellerden gelenlere Doğan " eksküz miiii, velkammm " girizgahıyla başlar " rakı, şiş kebaapp veri gud " diye bitirir. Doğan, ara sıra " Kardooo" deyip " herşeye rağmen hayat devam ediyor" ile bitirir. Hatip " Yazıyor yazıyor" diye bağırıp müşterilere fiyat listesini gösterir. Ahmet " Aşk, huzur, sağlık hayat "  burada der. Bazen " masanız hazır,geç kaldınız " der. " Geldiniz mi ? " derler her iki mekanın garsonları. "Rakı, balık, kebapp" diye ortaya seslenirler çoğu zaman avazları çıkana kadar... Bu kadar debelenmelerinin nedeni günlük yevmiyeleri mekanın cirosuna bağlıdır da ondan... Her müşteri her masa ceplerine giren parayı arttırır. O yüzden kimi zaman sululukla kimi zaman yaratıcılıkla kimi zaman kabalıkla günlerini gecirirler... Ara sıra birbirlerine girerler, kafa göz dağılır. Araya girerim yapmayin etmeyin arkadaşsıniz derim... Ayırmaya çalışırım...
Mekanların ürün zenginliği ve verdikleri hizmetler göz alıcıdır, akıllara zarardır. Şelale restoranın menüsünde her türlü içki kebaptan tutun döner lahmacun balık menüleri bulunur. Ayrıca tavla bilardo bulunur. Yetmez maç yayını yaparlar. O da yetmez her gün canlı müzik icra edilir. Şelale restoranda kimsenin pek dinlemediği bi bağlamacı arkadaş her gün gelip gider... Ara sıra Şelalenin dev televizyonlarında fotoğrafı görünür. Fotoğrafın altında " Canlı" yazar. Shisha ise bu hizmetleri sunarken bağlama yerine gitar çalan bi arkadaşı calıştırıyor. Memleketin poptan gencleri pek severler bu arkadaşı. Genelde bir izleyici takımı olur.
Mekan tasarımlarına diyecek çok şeyim var ama şöyle anlatsam anlaşılacak sanki. Benzemezler nasıl bir arada olur diye düşündünüz mü, düşünmeyin buraya gelip görün...
 Sarkan kablolar, dev televizyonlar, soğutucu pervaneler, her biri farklı ampuller, floresanlar, ayrı renkli tenteler, her an kafamıza düşecek tabelalar, çiçekler...

Sokağımız renklidir vesselam... Hayat şelale ile shisha arası bir nehir gibi akıp gider belki...