18 Nisan 2014 Cuma
BABAMMM...
E yani arada iş çıkışı içiyoruz günün verdiği yorgunlukla birlikte... Geçenlerde dükkanın karşısında Shisha pub da kafalarımızı güzellerken romanesk kardeşlerden biri geldi, sanırım 4-5 yaşlarındadır... Sevgili karım benim telefonumla hararetli bir konuşma yapıyordu o esnada ve telefonu masada boştaydı. Söylemesi ayıptır yeni de aldık telefonu cilalıydı hani... Işıl ışıl kerata... Romanesk kardeşte " abee telefonu versene anamı arayacağım" deyiverdi. Anan kim senin evladım derken, telefon numarasını istedim, babası çıktı. Sonra telefonu ufaklığa doğru uzattım, hani kaçırır diye de telefonu sımsıkı tutuyorum... Baabası ile muhabbet etti 3-5 dakika, kapadıktan sonra " abee oyun oynayım mı azcık" dedi. Yok evladım ne oyunu felan derken boynuma atlayıp " babammmm" diye bildiğin şapur şupur öpmeye başladı beni... Öpücük faslı bittikten sonra " abee 2 milyon versene " dedi. Onu da aldı çekti gitti... Hayat...
LUSAPİR...
Lusapir, bu dünyadan geçip giden acılı bir kadın... Hikayesi dudak uçuklatıcı maalesef... Lusapir ermenice ışık saçan anlamına geliyormuş. Malumunuz Hayganuş teyze dükkan sahibi Hanan amcanın eşi... Bu aralar hastaydı pek göremez olmuştuk ancak Paskalya bayramı vesilesiyle dirilmiş kendine gelmiş, dün bize bir sürü yumurta boyamış getirmiş canım kadın... 85 yaşında hoş bakımlı biraz lafazan bir hanımefendi.... Sabah kiliseye giderken paskalya ile ilgili birkaç soru sordum peşi sıra annesinin yani Lusapir'in hikayesini anlattıp içimizi açtı :(
Ermeni tehcirinin ilk yılında henüz 15 yaşındayken ilk kocası ile evlenmiş, eşi de 15 yaşındaymış. İlk eşini yaşanılan olaylar neticesinde palalarla katletmişler. Pek severmiş birbirlerini bu acıya dayanamayıp intihar etmiş Lusapir... Ancak bir vesileyle kurtulmuş... Kayseri Felahlı dedi Hayganuş teyze yaşanan yer için... Bu katliamdan sonra kurtulan insanları daha çok çocukları ve kadınları kilise bahçesinde toplamışlar. Beldenin müslüman erkekleri kadınları tek tek seçip evlenmeye ve de müslüman olmaya ikna etmeye çalışmışlar !! Lusapir ya ölümü seçecekmiş ya da müslüman olup bir adama eş olacakmış. İsmini Kiraz olarak değiştirerek yoluna evli olarak devam etmek zorunda kalmış.
İkinci eşi olan Türkten çocukları olmamış, daha doğrusu düşük yapmış, ilk düşükten sonra kaçmayı denemiş amcasıyla birlikte ve Kayseri'ye kaçmayı becermişler. İki sene yokluk çekmişler artık yokluk ne kadar yeterli bir kelimeyse....İki yılın sonunda memleketlerine dönmeye çalışmışlar ancak aldıkları haberler neticesinde bütün mallarına el konulmuş... Bir haber de Develi tarafından geliyormuş Ermeniler Develi'de daha rahat ediyorlar mallarına tekrar sahip olmuşlar diye... Lusapir'in yolu Develiye doğru yönelmiş. Orada bir yaşlı ermeni ile evlenmiş. Adam 45 yaşındaymış. Oğlu ile birlikte askere alınmışlar ve askerde iken karısı ve tüm çocukları Kayseri'de öldürülmüş. Askerlik bittikten sonra memleketlerine döndükten sonra tüm haberleri almışlar. Lusapir'in yolu bu acılı adamla keşişmiş... Ancak adam bir süre yaşadıktan sonra bağırsak düğümlenmesi sonucu hastalanmış ve hastaneye yetiştirilememiş... O sırada Lusapir 7 aylık hamileymiş. Bir kız çocuğu olmuş ve çocuk doğduktan sonra erkek kardeşinin yanına gitmek için uğraşmış. Ancak Beyrut'ta olan kardeşine okuma yazma bilememekten türlü acizliklerden dolayı ulaşamamış. Nüfusta sıkıntılar olmuş çünkü nüfusta kayıdı görünmüyormuş, o sırada araya birileri girdikten sonra 3. kocasının ilk eşinin yerine geçmiş. Kadın katledildiği halde nüfustan düşürülmemiş. Arada 25 yıllık yaş farkına rağmen Lusapir daha doğrusu Kiraz daha doğrusu bilmem ne adını almış. Hayganuş teyzenin nüfusta annesinin ismi katledilen kadının ismiymiş hala :(
O sıralarda 4. eşi ile karşılaşmış. Hayganuş teyzenin babası olan...Hayganuş teyzenin babası 8 yıllık askerlikten sonra memleketine dönememiş, olaylardan dolayı eşini ve oğlunu Kayseri'de bırakmak zorunda kalmış. Askerliğini bitirdikten sonra bir vesileyle dönünce Lusapir'le evlenmişler... Hayganuş teyze birkaç yıl sonra doğmuş... Bu acıları sürekli taşımış. Lusapir 85 yaşında ölmüş 1985 yılında ,sürekli hikayeleri anlatırmış Hayganuş teyzeye... Acılar hep taşınmış, yüreklerimize...
Ermeni tehcirinin ilk yılında henüz 15 yaşındayken ilk kocası ile evlenmiş, eşi de 15 yaşındaymış. İlk eşini yaşanılan olaylar neticesinde palalarla katletmişler. Pek severmiş birbirlerini bu acıya dayanamayıp intihar etmiş Lusapir... Ancak bir vesileyle kurtulmuş... Kayseri Felahlı dedi Hayganuş teyze yaşanan yer için... Bu katliamdan sonra kurtulan insanları daha çok çocukları ve kadınları kilise bahçesinde toplamışlar. Beldenin müslüman erkekleri kadınları tek tek seçip evlenmeye ve de müslüman olmaya ikna etmeye çalışmışlar !! Lusapir ya ölümü seçecekmiş ya da müslüman olup bir adama eş olacakmış. İsmini Kiraz olarak değiştirerek yoluna evli olarak devam etmek zorunda kalmış.
İkinci eşi olan Türkten çocukları olmamış, daha doğrusu düşük yapmış, ilk düşükten sonra kaçmayı denemiş amcasıyla birlikte ve Kayseri'ye kaçmayı becermişler. İki sene yokluk çekmişler artık yokluk ne kadar yeterli bir kelimeyse....İki yılın sonunda memleketlerine dönmeye çalışmışlar ancak aldıkları haberler neticesinde bütün mallarına el konulmuş... Bir haber de Develi tarafından geliyormuş Ermeniler Develi'de daha rahat ediyorlar mallarına tekrar sahip olmuşlar diye... Lusapir'in yolu Develiye doğru yönelmiş. Orada bir yaşlı ermeni ile evlenmiş. Adam 45 yaşındaymış. Oğlu ile birlikte askere alınmışlar ve askerde iken karısı ve tüm çocukları Kayseri'de öldürülmüş. Askerlik bittikten sonra memleketlerine döndükten sonra tüm haberleri almışlar. Lusapir'in yolu bu acılı adamla keşişmiş... Ancak adam bir süre yaşadıktan sonra bağırsak düğümlenmesi sonucu hastalanmış ve hastaneye yetiştirilememiş... O sırada Lusapir 7 aylık hamileymiş. Bir kız çocuğu olmuş ve çocuk doğduktan sonra erkek kardeşinin yanına gitmek için uğraşmış. Ancak Beyrut'ta olan kardeşine okuma yazma bilememekten türlü acizliklerden dolayı ulaşamamış. Nüfusta sıkıntılar olmuş çünkü nüfusta kayıdı görünmüyormuş, o sırada araya birileri girdikten sonra 3. kocasının ilk eşinin yerine geçmiş. Kadın katledildiği halde nüfustan düşürülmemiş. Arada 25 yıllık yaş farkına rağmen Lusapir daha doğrusu Kiraz daha doğrusu bilmem ne adını almış. Hayganuş teyzenin nüfusta annesinin ismi katledilen kadının ismiymiş hala :(
O sıralarda 4. eşi ile karşılaşmış. Hayganuş teyzenin babası olan...Hayganuş teyzenin babası 8 yıllık askerlikten sonra memleketine dönememiş, olaylardan dolayı eşini ve oğlunu Kayseri'de bırakmak zorunda kalmış. Askerliğini bitirdikten sonra bir vesileyle dönünce Lusapir'le evlenmişler... Hayganuş teyze birkaç yıl sonra doğmuş... Bu acıları sürekli taşımış. Lusapir 85 yaşında ölmüş 1985 yılında ,sürekli hikayeleri anlatırmış Hayganuş teyzeye... Acılar hep taşınmış, yüreklerimize...
16 Nisan 2014 Çarşamba
Dükkandan profiller...
Bir hanımefendi işte... Torunlarına takı bakıyor... E yani normaldir, takı dükkanında ne bakacak diyeceksiniz...Ancak bizim dükkanın ön cephesini bilenler bilir 3,5 - 4 metre büyüklüğünde bir masa var haliyle üzerinde bileklikler, küpeler, çeşitli takılar bulunmakta. Teyze o masaların üzerindeki bütün ürünleri tek tek inceledi. Yarım saatten fazla sürdü bu inceleme işi... Bu fotoğrafta tezgah bittikten sonra panoda asılı olan kolyeleri inceliyor...
Bitti mi bitmedi elbette...Hanımefendi ısrarla küpelerin taşlarının doğal mı olduğunu soruyor. "Bunlar doğal taş mı evladım " felan. Üstelik bu cümlelerini " ben yıllardan beri buradan geçerim, sizi ilk defa görüyorum, çok güzel takılarınız var, bunlar doğal taş mıydı evladım " gibi cümlelerle pekiştiriyor.
Bir ara Sinem'in kulakları hanımefendinin torunlarına seçtiği küpeler için deney nesnesi oldu. "Bunları taksanız nasıl olur acaba, sizce hangisi güzel, evladım bunlar doğal taş mıydı ?"
AA !! burada da ilginç şeyler mi var ne ?
Hımm!
Bunlar doğal taş mı evladım !!
AAA ! Bunlar da pek güzel !!!
Bitmedi elbette bu inceleme işi tam 1,5 saat sürdü, dükkanın içine girdi " ben yıllardan beridir buralardayım böyle güzel şey görmedim" diyerek dükkanımızı katmerli bir tavaf eyledi. Tek tek inceledi ürünleri, sonra da
bir şey almadan belki de alamadan çekip gitti... E kişisel hak anlamında fotoğrafını gizlice çektiğim için üzgünüm hatta çok utandım ama teyze blogumuza pek yakıştı !!
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)