2 Şubat 2014 Pazar

BİLMEM NE ABİNİN İŞKEMBE SEANSLARI



"Sabahlar olmasın" diyen gece kuşları vardır elbette. Bu ademlerle karşılaşmak için günün ilk ışıklarını beklemek gerekir. Karımı yolculamak maksadıyla havaalanına doğru yol aldım sabahın erken saatlerinde. Saat 5 gibi Betska'yı havaalanına bırakmış kadar oldum. Rotamı Bağdat caddesi olarak belirledim.Sabahın köroğlu kör vakti koşanların bisiklete binenlerin azmine hayran kaldım. Bir yandan da "manyak la bunlar" demedim değil dedim. Her neyse tüm sahil yolunu bitirip caddenin sonuna doğru ilerlerken sabah nostaljisi yapıp bir işkembecide durdum. İçeriye girmeden kapıdan havanın nasıl olduğunu az çok çakozlamıştım. Malumunuz gece kuşları içerideydi. Kapıdan girer girmez sağ kısımda "bilmem ne abi", bir insan azmanı, bir de çakma sarışın aplaa vardı. Aplanın eteği malum hava dolayısıyla pek uygun değildi, ultra minilemeler felan... Zavallının beti benzi atmış, çorba bile kar etmemişti. "Bilmem ne abi" sabahın köroğlu kör saatinde karşısındaki azmana "anasına avradına küfür edenlere" karşı nasıl bir pozisyon aldığını anlatıyordu. Asıyordu, kesiyordu kısacası... Çorbalar bitti, garsonlar bi abilediler bi abilediler, sanırım bahşişleri de kaptılar "bilmem ne abi"'den... Bilmem ne abi arabasına bindi, azman ile apla arka koltuğa atladılar, çekip gittiler... Geçit töreni varmış gibi peşi sıra 5 transseksüel arkadaş çorbalarını içip hesaplarını ödediler. Onlar kalkarken sessizlik hakimdi ortamda, ne abilemeler, ne ablamalar... En son çıkan "öff kim gidecek taa Kurtköy'e" diyerek bana bir bakış atınca çorbamın derinliklerine doğru yol aldım. Yanlarında yine iri kıyım bir arkadaş hepsini aynı arabaya sıkıştırıp gazlayıp gitti. Tam çorbamı bitireyazarken iki İspanyol arkadaş içeri girdiler, bildiğin işkembeyi İspanyol İspanyol höpürtederek içtiler...Ben de Sivaslı Kürt garsona 2 lira bahşiş verip günün ilk ışıklarına doğru yol aldım...